İsrail’in Narnia Operasyonu ve İran’a Yönelik Saldırılar
İranlı siyasi analist Prof. Marandi, Sputnik’e yaptığı açıklamalarda İsrail’in yürüttüğü “Narnia Operasyonu”nun sadece İran’ın nükleer programını hedef almakla kalmayıp, aynı zamanda sivil halkı da bilinçli ve sistematik biçimde hedef aldığını vurguladı. Operasyonda en az 9 İranlı nükleer bilim insanının öldürüldüğünü belirten Marandi, bu kişilerin ailelerinin de bilerek ve planlı şekilde hedef alındığını belirtti:
“Bilim insanlarının yanı sıra onların eşleri ve çocukları da uykularında katledildi. Bu, İsrail rejiminin sivillere karşı duyarsız ve acımasız olduğunu gösteriyor. Onlar için hiçbir insan hayatı değerli değil. Gazze ve Lübnan’daki soykırım saldırılarından sonra bu gerçek daha da netleşmiş durumda. Bilim insanları, general ve onların aileleri, hepsi uykularında hedef alındı.”
Operasyonda Tahrip ve Yıkım Stratejileri
Prof. Marandi, İsrail’in hedef aldığı kişileri öldürmek amacıyla bazen tüm apartman bloklarını bile havaya uçurduğunu ifade etti:
“Bir veya iki kişiyi öldürmek uğruna, onlardan çok daha fazla kadın ve çocuk hayatını kaybetti. İsrail rejimi, barbar ve insanlık dışı bir tutumla hareket ediyor. Amaçları açık ve net: korku yaymak ve toplumda kaos oluşturmaktır.”
Netanyahu ve İsrail Rejiminin Uluslararası İnsan Hakları İhlalleri
Marandi, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu “çağdaş insanlık tarihinin en tehlikeli rejimlerinden biri” olarak nitelendirerek, İsrail’in hiçbir kırmızı çizgi tanımadığını ve sınır gözetmeden saldırılar gerçekleştirdiğini söyledi:
“Sivil binaları bombalamaktan çekinmiyorlar. Nükleer tesisleri bile hedef alabiliyorlar, olası radyasyon sızıntılarını bile umursamıyorlar. Amaçları sadece öldürmek ve korku yaymak.”
İsrail’in Etnik Üstünlükçü ve İnsanlık Dışı Politikaları
Marandi, Netanyahu’nun hiçbir etik sınır tanımadığını ve etnik üstünlükçü politikalarla diğer insanları aşağı görerek hareket ettiğini belirtti:
“Nükleer tesisleri bombalamaktan, sivilleri katletmekten çekinmiyorlar. Bu rejim, etnik üstünlük ve ayrımcılık temeline dayanmış ve diğer insanları ikinci sınıf görerek hareket ediyor.”
İranlı Generallere Yönelik Baskı ve Tehditler
İsrail’in savaşın ilk saatlerinde yaklaşık 20 İranlı generalle iletişime geçerek “teslimiyet videoları” talep ettiği iddialarını değerlendiren Prof. Marandi, hiçbir İranlı generalin bu baskıya boyun eğmediğini vurguladı:
“Bu, İran ordusunun ne kadar kararlı, cesur ve dirençli olduğunu gösteriyor. İsrail ise tehdit ve saldırılarını kameralar önünde açıkça gerçekleştiriyor.”
Marandi, ayrıca Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın İran’a ait hassas bilgileri sızdırdığını ve bunun sonucunda İsrail’in saldırılar düzenlediğini ileri sürdü. Bu durumun, İran’ın uluslararası denetim ve işbirliği süreçleriyle ilişkisini köklü biçimde değiştireceğine dikkat çekti.
İsrail’in Saldırılarının Asıl Amacı: Rejim Çöküşü ve Psikolojik Savaş
Prof. Marandi’ye göre İsrail’in saldırılarının temel amacı, sadece fiziksel zarar vermek değil, aynı zamanda İran içinde bir rejim çöküşü ve halk arasında büyük bir huzursuzluk yaratma stratejisidir. Bu amaçla psikolojik savaş ve algı operasyonlarıyla İran’ın direncini kırmak hedeflenmiştir:
“İsrail, saldırılarla rejim çökmüş gibi bir algı yaratmak istedi. Ancak halk ve liderlik bu saldırıların farkında olup kenetlendi. Bu da İsrail’in psikolojik savaşının başarısız olduğunu gösteriyor.”
