Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ile yaptığı ortak basın toplantısında, dün akşam yaptığı açıklamada, Ukrayna’ya sağlanan silahların menzili üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasının aslında aylar önce planlandığını ve alınmış kararlar olduğunu belirtti. Merz, “Bildiğim kadarıyla, ki bunu dün tekrar ettim, menzil sınırlandırması getiren ülkeler uzun zaman önce bu uygulamadan vazgeçmişlerdir. Dolayısıyla dün Berlin’de açıkladığım gibi, Ukrayna’nın aldığı silahları sınırlarının dışındaki hedeflere karşı kullanma hakkı zaten uzun süredir mevcuttur” ifadelerini kullandı.
Daha önce Merz, İngiltere, Fransa, ABD ve şimdi de Almanya’nın, Ukrayna’ya sağlanan askeri destek kapsamında menzil kısıtlamalarını kaldırdığını ve Kiev’in artık uzun menzilli silahlarla Rus topraklarındaki hedeflere saldırabileceğini duyurmuştu. Ancak bu açıklamanın ardından, Almanya Şansölye Yardımcısı ve Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Lars Klingbeil, Merz’in sözlerinin aksine, Almanya’nın Ukrayna’ya silah tedariki konusunda tutumunu değiştirmediğini ve bu konuda herhangi bir yeni karar alınmadığını net bir şekilde ifade etti.
Öte yandan, Nisan ayında Almanya’nın önemli bir güvenlik adımı atarak, ARD televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Almanya’nın diğer Avrupa ülkeleriyle koordinasyon içerisinde Ukrayna’ya Taurus seyir füzeleri tedarik edebileceğine dair planlarını paylaşmıştı. Bu gelişme, Berlin’in Ukrayna’ya karşı tutumunu daha da sertleştirebilecek potansiyele sahipti. Ancak, Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, böyle bir adımın ciddi tartışmalara yol açacağı ve birçok argümanın dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle bu fikre karşı çıkmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova ise, Almanya’nın Taurus seyir füzelerinin Rusya topraklarındaki herhangi bir hedefi vurması halinde, Berlin’in Ukrayna’nın yanında aktif çatışmalara katılmış sayılacağını ve bu durumun iki taraf arasında ciddi çatışma risklerini artıracağını öne sürdü. Zaharova, “Alman Taurus füzeleri, eğer Rusya’ya karşı kullanılırsa, bu Berlin’in doğrudan çatışmaya müdahil olması anlamına gelir ve bu, uluslararası hukuka aykırıdır” şeklinde açıklamada bulundu.