Cumhuriyetçi Parti’nin BM’ye Yönelik Yeni Tasarısı
Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen senatörleri, Amerika Birleşik Devletleri’nin Birleşmiş Milletler (BM) ve onunla bağlantılı diğer kuruluşlardan tamamen çekilmesini öngören bir karar tasarısını Kongre’ye sundu. Bu tasarı, uluslararası organizasyonlarla olan ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunan bir yaklaşımın parçası olarak değerlendiriliyor.
Tasarı metninde, Mike Lee gibi imzası bulunan senatörlerden biri, “Başkan, ABD’nin BM’deki ve BM’yle resmen bağlantılı diğer kurum, ajans, komisyon veya diğer kuruluşlardaki üyeliğini tümüyle sonlandıracaktır.” şeklinde ifadeler yer aldı. Bu durum, ABD’nin uluslararası ilişkilerdeki rolünü sorgulayan bir perspektif sunuyor.
Tasarı, aynı zamanda BM ve bağlı kuruluşlarına sağlanan fonların kesilmesini ve Senato onayı olmadan BM’ye yeniden katılmanın yasaklanmasını öngörüyor. Bunun yanı sıra, ABD’nin BM barış gücü misyonlarına katılımının da yasaklanması öneriliyor.
‘Zorbalar Platformu’
Senatör Lee, Fox News’a verdiği bir röportajda, BM’nin ABD ve müttefiklerine yönelik saldırılar düzenlemek için bir ‘zorbalık platformuna’ dönüştüğünü vurguladı. Lee, BM’nin yıllar içinde elde ettiği fonları ABD çıkarlarını baltalamak ve rakiplerini güçlendirmek amacıyla kullandığını belirtti. Bu bağlamda, BM’nin geçmişteki başarılarını sorguladı ve tüm ilgi ve kaynaklara rağmen savaşları, insan hakları ihlallerini ve salgınları önlemede neden başarısız olduğunu vurguladı.
Şubat ayının başında, eski Başkan Donald Trump, ABD’nin BM ve UNESCO ile ilişkilerini yeniden değerlendirmeyi amaçlayan bir kararnameyi imzaladı. Trump, BM’nin orantısız bir şekilde finanse edildiğini ve ABD‘nin diğer ülkelere kıyasla BM’ye daha fazla para aktardığını belirtti. “BM potansiyelini gerçekleştiremiyor. Açıkçası, çok iyi yönetilmiyor. İşlerini yapmıyorlar.” şeklinde ifadeler kullanarak, BM’nin etkinliğini eleştirdi.
Trump, ayrıca ABD’nin BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ile BM İnsan Hakları Konseyi’nden (UNHRC) çekilmesini ve bu kuruluşlara sağlanan fonların sonlandırılmasını öngören bir başka kararnameyi de imzaladı. Bu adımlar, uluslararası ilişkilerdeki dinamiklerin yeniden şekillenmesine yönelik önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.