İsrail’in Hava Saldırıları ve Hizbullah’ın Kaybı
İsrail, Beyrut’un Dahiye bölgesine yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısı ile Hizbullah’a ait yer altı tünelleri ve sığınakları imha etti. Bu operasyonda Amerikan yapımı F-15 savaş uçakları kullanıldı ve toplam 89 tonluk sığınak delici mühimmat ateşlendi. Saldırılar sonucunda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın yanı sıra İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Nilfuruşan, Hizbullah’ın güney cephesi komutanı Ali Karaki ve birçok üst düzey Hizbullah yetkilisi hayatını kaybetti. İsrail’in Lübnan’a yönelik düzenlediği bu saldırılar sonucunda aralarında çocukların da bulunduğu bin kişi yaşamını yitirirken, beş bin kişi de yaralandı.
Öte yandan, İsrail ordusunun Lübnan sınırında tank ve zırhlı araçlarla büyük bir yığınak yaptığı tespit edildi. İsrail Silahlı Kuvvetleri, keşif birliklerinin sınırı geçtiğini ve Lübnan içerisinde “sınırlı” bir kara operasyonu gerçekleştireceğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de yaptığı konuşmada İsrail’in Lübnan’dan sonra hedefinin Türk toprakları olabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Barış Doster ile Değerlendirme
Nasrallah’a yönelik suikast, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği saldırılar ve bu süreçte ABD’nin tutumunu, Prof. Dr. Barış Doster ile değerlendirdik.
‘İsrail, İran’ı Savaş İçin Tahrik Ediyor’
Prof. Dr. Barış Doster, İsrail’in İran’ı savaşa tahrik etme çabalarını vurguladı. Doster, İsrail’in istihbarat yeteneklerine rağmen İran’ın sıcak savaş durumuna girmemek için temkinli davrandığını ifade ediyor:
- İsrail’in ABD emperyalizmi ve NATO gibi güçlerden aldığı sınırsız destek, onu cesaretlendiriyor.
- İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin tepkilerinin cılız kalması, İsrail’i daha da cesaretlendirdi.
- Son günlerde Hizbullah’ın birçok üst düzey liderinin öldürülmesi, İsrail’in stratejisini güçlendirdi.
Doster, İsrail’in Hizbullah’ı hedef alarak İran’ı kışkırtma amacını güttüğünü belirtiyor ve İran’ın bu tahriklere kapılmadığını vurguluyor.
‘Nasrallah’ın Yerini Doldurmak Kolay Olmayacak’
Doster, Hasan Nasrallah’ın liderliğinin yerinin kolayca doldurulamayacağını ifade ediyor:
- 2006 yılında Hizbullah’ın İsrail’i mağlup ettiğini anımsatarak, günümüzdeki koşulların farklı olduğunu belirtti.
- Nasrallah’ın hem askeri hem de diplomatik yeteneklerinin, onun yerini dolduracak bir lider bulmayı zorlaştıracağını ekledi.
‘İsrail’i Kim, Nasıl Durduracak?’
Doster, Batı’nın İsrail’e sağladığı sınırsız desteğin Netanyahu’nun elini güçlendirdiğini belirtti:
- Vicdanlı insanların tepkilerine rağmen, Batı elitlerinin İsrail’e verdiği destek artarak devam ediyor.
- Netanyahu’nun iç politikadaki gücü, son gelişmelerle birlikte daha da arttı.
‘ABD, İsrail İçin Her Şeyi Göze Alır’
Amerika’nın emperyalist politikalarını değerlendiren Doster, İsrail’in bu politikalar içindeki özel konumunu şu şekilde özetliyor:
- ABD, emperyalist çıkarları doğrultusunda hareket ederken, İsrail konusunda farklı bir tutum sergiliyor.
- Yahudi lobisinin etkisi, ABD’nin İsrail’in bekası için her türlü riski göze almasına olanak tanıyor.
‘İsrail’in Türk Topraklarına Dikkat’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin topraklarının İsrail’in ilgi alanı içinde olduğuna dair açıklamalarını değerlendiren Doster, İsrail’in bu hedefe ulaşmak için terör örgütlerine destek verdiğini belirtti:
- İsrail’in siyonist yayılmacılığına karşı durmanın yolu, emperyalizmle mücadele ve iç cephede birlik sağlamaktan geçiyor.
- İsrail’in Türk topraklarını hedef almasının sebeplerinden biri, PKK ve YPG gibi terör örgütlerine verdiği destekle ilişkilidir.
Doster, tutarlı bir emperyalizm karşıtlığının, siyonizm karşıtlığını da güçlendireceğini belirtiyor ve bu mücadelenin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucu değerlerine sarılmakla mümkün olacağını vurguluyor.