Venezüellalı siyaset bilimci William Serafino, Sputnik’e yaptığı açıklamada Kiev rejiminin zor durumda olduğuna dikkat çekti ve Zelenskiy’in “oyunu değiştirecek bir olaya” acil ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Serafino, Rusya Savunma Bakanlığı’nın, Kiev rejiminin Putin ile Trump arasındaki Alaska’daki görüşme öncesinde bir provokasyon planladığı yönündeki iddialara şu yorumla cevap verdi: Bu açıklama, Zelenskiy’in zirve öncesinde bulunduğu jeopolitik baskının genel bağlamına uyuyor. Kiev, Trump ile yapılan müzakerelerde konumunu güçlendirmeyi hedefleyen ikna edici bir propaganda operasyonuna, yani ‘oyunu değiştirecek bir olaya’ acil ihtiyaç duyuyor.
Trump’ın Ukrayna krizi konusunda Rusya ile müzakerelerde en azından sınırlı bir başarı elde etmesini engelleyen en büyük faktörün Zelenskiy olduğuna inanıyor. Aslında Kiev’in az çok hareket alanı kısıtlı göründüğü, bu durumun Rusya ve ABD liderleri arasındaki görüşmenin stratejik niteliğini etkileme ihtiyacıyla bağlantılı olduğu ileri sürülüyor. Avrupa’nın Kiev’e sağladığı silah yardımı ve Rusya’ya yönelik yaptırımlar ise giderek artan kanıtlarla yeterli görünmüyor. Kamuoyu yoklamaları, Ukraynalıların çoğunluğunun çatışmanın çözümünden yana olduğuna işaret ederken, Donbas’ta ordunun karşı karşıya olduğu zorluklar da işaret ediliyor. Bu durum Zelenskiy için kaygı verici bir tablo oluşturuyor ve Putin ile Trump arasında yapılacak görüşmede varılabilecek herhangi bir anlaşmanın siyasi maliyetini artırmayı hedefliyor.
Oswaldo Espinoza adlı Venezüellalı uluslararası ilişkiler uzmanı, provokasyon ihtimalinin arkasında başta İngilizler olmak üzere Avrupalı elitlerin bulunduğunu belirtti ve şu değerlendirmeyi yaptı: Avrupa istihbarat servisleri, özellikle MI6, görüşmeyi engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Küreselci elitler, artık Beyaz Saray’da kendi istediklerini elde edemiyorlar ve Avrupalı liderlerin uluslararası sahnedeki konumları ile ülkelerindeki meşruiyetleri azalmaya yüz tuttuğunu görüyorlar. Büyük güçler, Avrupalıların katılımı olmadan müzakerelere başlıyor ve önemli küresel meseleleri tartışıyor; bu da Avrupalıların artık ilk planın baş aktörleri olarak kabul edilemeyeceklerini gösteriyor. Bu elitler, Rusya’nın zaferini kabul edemiyorlar ve iktidarı kaybetmekten kaçınmak için haklı gerekçeler arıyorlar.