NATO liderleri, ittifakın 75. yılında Washington D.C.’de bir araya gelerek önemli kararlar aldı. Zirve sonrası yayınlanan bildiride, ABD’nin Almanya’ya uzun menzilli füzeler yerleştireceği açıklandı. Ayrıca Polonya’da balistik füze savunma biriminin aktif hale getirileceği vurgulandı. Bildiride, NATO’nun Karadeniz’deki varlığını sürdüreceği belirtildi ve Çin, Rusya ve İran’a yönelik çeşitli mesajlar içerdiği görüldü.
Çin ve ABD Arasındaki Mücadele
Güvenlik ve siyaset analisti Suat Delgen’e göre, Amerika, Çin ile olan mücadelesini NATO-Çin mücadelesine dönüştürerek güçlenmeyi hedefliyor. ABD’nin Çin’i askerileştirmeye çalışarak ekonomik gündemi güvenlik gündemine taşıdığı belirtiliyor. Özellikle Güney Kore’nin savunma sanayisini NATO’ya entegre etme çabaları dikkat çekiyor.
İran ve Karadeniz
Bildiride İran’a ve seyrüsefer özgürlüğüne vurgu yapılırken, Karadeniz’de seyrüsefer serbestisinin korunacağı ancak Montrö Sözleşmesi sınırları içinde olunacağı belirtildi. Rus birliklerinin Abhazya, Güney Osetya ve Transdinyester bölgelerinden çekilmesi gerektiği vurgulandı.
Polonya ve NATO Savunma Sistemleri
Polonya’daki NATO balistik füze savunma biriminin aktif hale getirilmesi endişe verici olarak değerlendiriliyor. Suat Delgen’e göre, Polonya’nın Ukrayna hava sahasındaki Rus füzelerini vurma tehdidi ve balistik füze savunma sistemlerinin konumlandırılması dikkat çekiyor.
Terörizm ve Türkiye
NATO bildirisinde terörizmin genel bir şekilde ele alınmasının Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamayacağı belirtiliyor. Terörizm tanımının net olmamasının Türkiye’yi etkileyebileceği ifade ediliyor.
ABD’nin Avrupa’daki Güçlenmesi
Amerika’nın uzun menzilli füzeleri Almanya’ya transfer etmesiyle Avrupa’daki güvenlik ortamının kırılganlaştığı ve ABD’nin bu durumdan faydalanarak Avrupa’da daha fazla etki alanı kurmaya çalıştığı belirtiliyor. Bu durumun Avrupa’yı NATO’ya daha bağımlı hale getirdiği vurgulanıyor.
Rusya ve Ukrayna
Ukrayna’ya verilen düşük miktardaki silahların savaş alanında önemli bir değişiklik yaratmayacağı ifade ediliyor. Rusya’nın çatışmalara adapte olduğu ve yeni taktikler geliştirerek sahada üstünlük sağladığı belirtiliyor. ABD’nin Ukrayna’daki çatışmaları uzatarak Rusya’yı zor durumda bırakmayı hedeflediği ifade ediliyor.
Çin ve NATO
NATO ülkelerinin Çin’e BM kararlarına uyması çağrısının samimiyet sorunu yarattığı belirtiliyor. Bu tür çağrıların dünya kamuoyunda inandırıcılık kaybına neden olabileceği ifade ediliyor.