ABD merkezli The Hill gazetesi, yaklaşan NATO Zirvesi öncesinde Avrupa ülkelerinde hakim olan umutsuzluk ve tedirginlik duygusunun giderek arttığını kaleme aldı. Gazetenin analizi, Avrupa’nın güvenlik ve ortaklık konularında yaşadığı endişeleri detaylandırırken, bu durumun uzun süredir devam eden belirsizlik ve liderlik eksikliğinden kaynaklandığını vurguladı.
Gazete, şu ifadeleri kullanıyor: “Bu umutsuzluk, Trump’ın Grönland’ı gerekirse Danimarka’dan zorla alma veya Kanada’yı ABD’nin 51. eyaleti yapma tehditlerinden kaynaklanmıyor. Asıl sorun, Avrupa başkentlerinin derin tedirginliğe kapılmasına neden olan, büyük ölçüde liderlik eksikliğinden ve güvenlik garantilerinin sorgulanmasından kaynaklanan kırılganlık hissidir.”
Washington’un, tüm Batı dış politikasının temel dayanağı olan NATO ittifakının geleceği konusunda sürekli şüpheler ve endişelerin yükseldiğini hatırlatan gazete, şu değerlendirmede bulundu: “Önümüzdeki zirvede, NATO müttefiklerinin en büyük korkusu, Başkan Trump’ın, Oval Ofis’te Vladimir Zelenskiy’le yaşadığı gerginlik sırasında ortaya çıkan öfkeyle, jeopolitik oyunu tamamen tersine çevirebileceği ve ani kararlarla çekip gidebileceği endişesidir.”
Lahey Zirvesinde Beklenen Gelişmeler ve Tansiyon
Geçmişte, New York Times gazetesinin kaynaklarından edindiği bilgilere göre, 24-25 Haziran tarihlerinde düzenlenmesi planlanan NATO Zirvesi sırasında, NATO-Ukrayna Konseyi toplantısının gerçekleşmeyebileceği öngörülüyor. Liderlerin, yeni savunma harcamaları hedeflerine ilişkin kararları onaylamak amacıyla yalnızca birkaç saatliğine bir araya gelmesi planlanmıştı.
Ayrıca, zirve sırasında Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy‘in, akşam yemeğine davet edilip edilmeyeceği henüz netlik kazanmamışken, eş zamanlı olarak düzenlenen savunma sanayi forumuna katılma ihtimalinin olduğu belirtilmişti. Bu gelişmeler, zirve sürecinde yaşanacak olası gerilim ve tartışmaların habercisi olarak görülüyordu.
Gazeteye göre, isimleri açıklanmayan kaynaklar, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg‘in, Avrupa ülkeleri ile ABD arasındaki Ukrayna konusundaki anlaşmazlıkların büyümesini engellemek amacıyla, zirvenin kısa ve öz tutulmasını istediğini ifade etti. Ayrıca, Mark Rutte gibi Avrupa liderlerinin, bu toplantının yoğun tartışmalara sahne olmaması adına, katılımcıların zamanını ve gündemini dikkatli biçimde ayarlama çabası içinde olduğu ortaya çıktı.