ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya Destek ve Gümrük Vergisi Planları
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’ya yönelik askeri ve savunma yardımlarının devam edeceğini, Patriot hava savunma sistemleri, mühimmat, F-16 savaş uçakları ve çeşitli diğer askeri ekipmanların sevkiyatının süreceğini açıkladı. Ancak Trump, bu yardımların finansmanının Avrupa Birliği ülkeleri tarafından karşılanması gerektiğini vurgulayarak, “ABD’nin cebinden tek kuruş çıkmayacak” şeklinde net ifadeler kullandı.
Trump, Rusya’nın Ukrayna ile 50 gün içerisinde ateşkes sağlamaması halinde, Rusya ve onun ticari ortaklarına %100 gümrük vergisi uygulayacağını belirtti. Bu açıklamalar, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı. Ayrıca, Trump’ın bu açıklamaları sonrası NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile yapılan görüşmenin ardından, Avrupa Birliği fonları ve NATO mekanizmaları aracılığıyla Ukrayna’ya sevkiyatların devam edeceği duyuruldu. Bu gelişmeler, ABD içindeki neocon siyasetçiler tarafından olumlu karşılandı ve özellikle Senatör Lindsey Graham, bu durumu “Ukrayna savaşında önemli bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi.
Rusya’dan ve Uluslararası Tepkilerden Gelen Sert Yanıtlar
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Trump’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi. Lavrov, ABD Başkanı’nın Avrupa ve NATO baskısı altında hareket ettiğini ve “ahlaksız bir kampanya” yürüttüğünü savundu. Ayrıca, Rusya’nın önceki yaptırımlarla başa çıktığını ve yeni tehditlerin caydırıcı olmadığını vurguladı.
Ukrayna’nın Güncel Sorunları ve Uzman Görüşleri
Gazeteci ve ABD uzmanı Sarp Sinan Hacır, konuyla ilgili değerlendirmelerinde, Trump’ın uzun vadeli stratejilerden yoksun şekilde günü kurtarmaya çalıştığını belirtti. Hacır, şu açıklamaları yaptı:
- “Özellikle son bir yıl içinde Ukrayna’nın askeri gücünün zayıflaması ve Batı’daki politik desteğin azalmasıyla birlikte, Rusya avantajlı bir konuma geçti. Trump ile iyi ilişkiler kurmak cazip olsa da, bu durum Rusya’nın bu avantajını kullanmasına imkan sağlayabilir.”
- “Mevcut gelişmeler ışığında, Biden döneminde uygulanan büyük stratejilerin yerine, sahadaki çatışmalara yönelmiş küçük destekler ve caydırıcı tedbirler tercih ediliyor. Ukrayna’nın en büyük sorunu ise, giderek büyüyen insan gücü krizidir.”
Hacır, Trump’ın tarihsel olarak Teodore Roosevelt ve William McKinley’in ‘sopa ve havuç’ politikalarını benimsediğine dikkat çekerek, bu yaklaşımın Amerikan çiftçilerine ve tüketicilere zarar verebileceği konusunda uyardı.
ABD’nin Rusya Politikası ve Stratejik Yaklaşımları
Hacır, Trump’ın Rusya politikaları hakkında şunları söyledi:
“Trump’ın Rusya karşıtı politikalarında büyük bir radikal değişiklik beklenmiyor. Ukrayna meselesi, Trump’ın öncelik sıralamasında öne çıkan bir konu değil. Özellikle, ‘buradaki kilit ülke Hindistan’.”
Trump’ın, Rusya’nın ticari ortaklarına yönelik tehditlerinin blöf olduğunu değerlendiren Hacır, şu görüşleri paylaştı:
- “Rusya’nın enerji ve ticaret ortaklarına uygulanan yaptırımlar, Batı adına ciddi bir sorun oluşturabilir. Ancak, Avrupa ülkeleri enerji kaynaklarını üçüncü ülkeler aracılığıyla temin etmeye devam ediyor ve Hindistan bu noktada kritik bir rol oynuyor.”
- “Hindistan, Çin’e karşı stratejik ortak olarak önemli bir konumda ve S-400 füze sistemi gibi projelerden dolayı CATSAA yaptırımlarına dahil edilmedi. Bu nedenle, Hindistan’a yönelik ek gümrük vergileri, olası bir Çin karşıtı ittifakı sekteye uğratabilir.”
Hacır, Trump’ın bu politikalarının, aslında ‘blöf’ ve taktiksel hamleler olduğunu düşünüyor ve bu stratejilerin uzun vadede etkili olamayabileceğine işaret ediyor.