Telefon Görüşmesi ve F-35 Tartışmaları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile dün gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü ve bu kapsamda daha önce ödenen F-35 savaş uçaklarının tedarik edilmesi konusundaki taleplerini gündeme getirdi. Bu görüşme, Trump’ın göreve gelmesinden bu yana Erdoğan ile yaptığı ilk telefon görüşmesi olma özelliğini taşıyor.
Gazeteci Ali Çağatay, dünya genelinde, özellikle ABD’nin NATO müttefikleri arasında artan F-35 şüpheciliğine dikkat çekti. Batı’nın, ABD’nin uzaktan devre dışı bırakabildiği F-35 savaş uçağı gibi sistemlerden giderek uzaklaştığını vurgulayan Çağatay, şu ifadeleri kullandı:
- “Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşme sırasında Trump’tan parası ödenmiş olan F-16’ların en kısa sürede iade edilmesini talep etti.
- Aynı zamanda F-35 projesine yeniden dahil olmak ve önceden ödenmiş uçakların tedarikini istemek istedi,” dedi.
- Türkiye, F-35 programına katılmayı arzu ederken, Kanada da F-35’leri kara listeye aldı. Kanada Savunma Bakanı Bill Blair, yeni alternatifler ve üreticilere yöneldiklerini belirtti.
- Örneğin, İsveç’ten Gripen, Fransa’dan Rafale gibi alternatiflerin bulunduğu belirtildi.
- Çin ve Rusya’nın da oldukça iyi savaş uçakları ürettiği göz önünde bulundurulmalı.
Dünya genelinde F-35’ten uzaklaşma eğilimi varken, Türkiye’nin bu programa olan ilgisini artırması dikkat çekici. Çağatay, “F-35’lerin ABD tarafından tüm sistemlerinin kontrol edildiği ve havada uzaktan kilitlenebileceği” endişesinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bu noktada şu soruları yöneltti:
- “Neden, ABD tarafından havada durdurulabilen bir uçağı almak konusunda bu kadar ısrarcıyız?”
- “Kanada gibi ülkeler, ABD ile geçmişteki yakın ilişkilerine rağmen, bu uçakların uzaktan kontrol edilebileceği korkusuyla F-35 almak istemiyor.”
- “Avrupa ülkeleri de benzer bir yaklaşım sergiliyor.”
Türkiye, herkesin geri adım attığı bir dönemde F-35 almakta ısrarcı. Bunun nedeninin, ABD’ye yakın görünmek ve Trump ile ilişkileri geliştirmek isteği olduğu ifade ediliyor. Amerikan silah sanayisinin müşteri bulma konusunda zorlandığı, Avrupa’yı kaybetme aşamasında olduğu belirtiliyor. Çağatay, “Donald Trump, bu tehlikeyi fark edecektir ve ABD’nin Avrupa ile olan ilişkilerini iyileştirmek için adımlar atabilir.”
Ancak Türkiye, bu noktada bu durumu fırsata çevirebilir ve F-35 almaktan vazgeçtiğini açıklayabilirdi. Çağatay, “ABD hapşurunca biz zatürre oluyoruz” ifadesiyle, Türkiye’nin bağımsızlık yolunda atacağı adımların önemine dikkat çekti. “Tüm Avrupa sırtını dönerken, biz de dönme cesaretini gösterebilirdik. Fakat bunu yapmıyoruz. Türkiye’nin bu yaklaşımından derhal uzaklaşması gerekiyor; aksi takdirde bağımsızlaşma yolunda ilerlemekte zorlanacağız.”