Avrupa Komisyonu’nun Sürdürülebilir Ulaştırma ve Turizmden Sorumlu Üyesi Apostolos Çicıkostas, Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada, Avrupa altyapısının güçlendirilmesi ve askeri hareket kabiliyetlerinin arttırılması amacıyla en az 17 milyar euro tutarında yatırım planlandığını duyurdu. Bu yatırımların, özellikle Avrupa sınırları içindeki güvenliği ve savunma kapasitesini yükseltmek adına kritik bir adım olduğu vurgulandı.
Çicıkostas, yaptığı açıklamada, “askeri hareket kabiliyetini artırmak amacıyla” yürütülen bu stratejik planın detaylarını paylaştı. Doğu sınırında olası müdahalelerde, 70 tona kadar ağırlığa sahip NATO tanklarının tünellerde sıkışıp kalma riskine dikkat çekerek, mevcut altyapı ve lojistik süreçlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, şu anda askeri teçhizat ve birliklerin Avrupa’nın batısından doğusuna naklinin “haftalar, hatta bazı durumlarda aylar” sürdüğünü vurguladı ve bu durumun acil olarak iyileştirilmesi gerektiğine işaret etti.
Çicıkostas, Avrupa Birliği ülkeleri arasında yer alan dört askeri koridor boyunca 500’den fazla altyapı projesinin iyileştirilerek, olası bir saldırı durumunda askerlerin “saatler, en fazla günler içinde” hareket ettirilebilmesini sağlayacak bir strateji üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Bu projelerin, NATO ile ortaklaşa belirlenen ve güvenlik nedeniyle gizli tutulan planlar olduğunu vurguladı. Ayrıca, sınır geçişlerinde “tankların evrak işlerine takılmasını” önlemek amacıyla bürokratik yüklerin azaltılacağını ve bu sayede askeri hareket kabiliyetinin artırılacağını ifade etti.
Çicıkostas, planlanan askeri altyapı ve hareketlilik projelerinin, NATO müttefiklerinin savunma harcamalarını GSYİH’nın %5’ine çıkarma yönündeki ortak anlaşmaya da entegre edileceğini belirtti. Bu hedefe ulaşmak için, savunma ve güvenlik altyapısı için ayrıca %1.5’lik bir bütçe payı ayırma planlarının da devrede olduğunu ekledi. Bu gelişmeler, Avrupa’nın genel savunma kapasitesinin güçlendirilmesi ve olası krizlere karşı hazırlıklı olunması açısından büyük önem taşıyor.
Öte yandan, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya’yı “ittifak için en büyük tehdit” olarak nitelendirmiş ve Rusya’nın 2030 yılına kadar NATO’ya karşı saldırı planları olduğunu iddia etmişti. Ancak Rusya, bu iddiaları defalarca reddederek, hiçbir ülkeye saldırma niyetinde olmadığını tekrarlamıştı. Bu gelişmeler, bölgesel güvenlik ve savunma stratejilerinin yeniden şekillendiği bir dönemde, Avrupa ve NATO’nun ortak hareket etmesinin önemini ortaya koyuyor.