Donald Trump Dönemi ve ABD Dış Politikası Üzerine Değerlendirmeler
Rio de Janeiro Federal Üniversitesi (Inest/UFF) Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Thiago Rodrigues, Sputnik’e verdiği açıklamada, Donald Trump döneminde şekillenen ABD dış politikasının geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Rodrigues, Trump’ın ABD’nin küresel komploların kurbanı olduğu yönündeki söylemlerinin altını çizerek, bu konudaki düşüncelerini paylaştı.
Rodrigues, bu tür ‘mağdur’ açıklamalarının her zaman endişe yarattığını belirtti. Bu tür söylemler, ulusal toplumu harekete geçirmeyi, dış tehditlere karşı savunma hazırlığı yapmayı amaçlamaktadır. Ancak, bu tehditlerin gerçekte var olmadığı düşünüldüğünde, toplum aslında dışarıdan gelen saldırılara hazırlanmaktadır.
Trump’ın yeni başkanlık döneminin en öncelikli dış politika meselesinin Çin olacağına inanan Brezilyalı uzman, bunun yanı sıra Latin Amerika, Avrupa ve Ukrayna gibi bölgelerin de ABD’nin dış politikası üzerinde etkili olacağını ifade etti. Rodrigues, en çok “paniklemesi gereken kişinin” Vladimir Zelenskiy olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
- “Trump, ilk döneminde (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ile iyi bir ilişki kurmuştu ve anlaşılan o ki, Trump döneminde taviz verme ve Rusya ile barışma süreci, Washington’un jeopolitik hesaplarının önemli bir unsuru olacak.”
- “Kırım’daki durum böyleydi ve mevcut göstergeler, gelecekte de benzer gelişmelerin yaşanabileceğini işaret ediyor.”
Bu görüşe katılan Brasilia Üniversitesi’nden (UnB) meslektaşı Roberto Goulart Menezes, Batı Yarımküre’ye dair değerlendirmelerde bulundu. Menezes, bu bölgede en güçlü baskının Küba ve Venezuela üzerinde hissedileceğini belirtti. Venezuela’nın komşu Guyana’ya yönelik toprak iddiaları çerçevesinde, Amazon bölgesine bir ABD askeri üssünün kurulabileceğini öngördü. Bu durumun da Brezilya için ciddi endişelere yol açtığını ifade etti.