Kuzey İrlanda tarihinde bir ilk yaşanarak, iki yıl süren hükümet boykotunun sona ermesiyle Sinn Féin partisinin lideri Michelle O’Neill, “Birinci Bakan” olarak görevine başladı. Bu atama, Kuzey İrlanda’da bağımsızlık yanlısı bir liderin başbakan olmasını sağlayan önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun (IRA) siyasi kolu olarak kabul edilen Sinn Féin’in bu başarısı, bölgedeki siyasi dengelerde büyük bir değişikliğe işaret ediyor.
Birleşik İrlanda için Yeni Bir Sayfa
Michelle O’Neill, Kuzey İrlanda parlamentosu Stormont’ta yaptığı konuşmada, tüm topluluklara eşit hizmet verme sözü verdi. Bu, Kuzey İrlanda’nın geleceği için uzlaşma ve birlik arayışının devam ettiğini gösteriyor. O’Neill’in liderliği, bölgede Birleşik İrlanda idealinin güçlenmesine katkı sağlayacak gibi görünüyor.
Belfast Anlaşması’nın gereği olarak, DUP’ten Birinci Bakan Yardımcısı Emma Little-Pengelly ile iktidarı paylaşacak olan O’Neill, her iki tarafın da farklı görüşlerine rağmen ortak hedefler için bir araya gelebileceğinin altını çizdi. Bu işbirliği, kanser gibi toplumsal sorunlar ve hastane gibi hizmetlerin iyileştirilmesi konusunda birleşik bir çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor.
İki Yıllık Siyasi Boykotun Sonu
DUP’nin hükümet boykotunu sona erdirmesi ve Jeffrey Donaldson’ın Brexit endişelerini hafifletecek bir anlaşmaya varmasıyla Kuzey İrlanda’da siyasi bir çıkmazın sona erdiği görüldü. Bu gelişme, Sinn Féin’in bölgesel parlamento seçimlerinde birinci parti olarak çıkmasının ardından yaşanan siyasi krize bir çözüm getirdi.
Sinn Féin’in popülerliğinin artması ve Birleşik İrlanda için referandum çağrılarının güçlenmesi, bölgedeki siyasi atmosferi şekillendiren önemli faktörlerden biri haline geldi. Ancak, birleşik bir İrlanda için referandum yapılması konusu, İngiliz hükümetinin takdirine bağlı olarak kalmaya devam ediyor.
