Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi ortak zirvesinin ardından yayımlanan bildiride, Katar Devleti’ne gösterilen güçlü destek vurgulanmakta ve alınan kararlar 25 madde halinde özetlenmektedir. Bunun temel amacı, bölgesel güvenlik, haklar ve uluslararası hukuka bağlılık konularında dayanışmayı pekiştirmektir.
Meşru savunma ve egemenlik gerekliliği başlığı altında İsrail’in Katar’a yönelik saldırıları ve bölgedeki güvenlik tehditleri ağır şekilde kınanırken, Katar’ın güvenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma yönündeki adımların desteklendiği ifade edilmektedir. Bu çerçevede, arabuluculuk rolüyle Katar’ın barış sürecine verdiği katkı özel bir vurgu ile takdir edilmektedir.
Bildiri, Gazze’deki savaşın durdurulması ve rehinelerin serbest bırakılması için Uluslararası toplumun çabalarını güçlendirme çağrısı içerir. Ayrıca, uluslararası hukuka uygunluk ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın kutsallığı ilkelerinin korunması gerektiğine dikkat çekilir. Söz konusu metin, bölgede yeni bir fiili durum yaratılmasına karşı durulması gerektiğini ve mevcut arabuluculuk girişimlerinin istikrarlı bir barış sürecine yönlendirilmesini hedefler.
Bir diğer odak ise, Gazze’nin yeniden inşası ve Filistin halkının haklarının güvence altına alınmasıdır. İnsan hakları ve uluslararası insancıl hukuk açısından saldırıların meşrulaştırılamayacağına vurgu yapılır ve ambargo, açlık ve abluka konusunda uluslararası toplumun acil eylemde bulunması gerektiği ifade edilir.
İsrail’in bölgedeki politikaları ve uluslararası yükümlülükler ele alınırken, işgal altındaki toprakların ilhakına karşı çıkış ve bu süreçlerin uluslararası kararlar ve normlar çerçevesinde değerlendirildiği belirtilir. Ayrıca, 1967 hatları üzerinde bir Filistin devleti hedefine bağlılık ve Orta Doğu’nun nükleer silahlardan arındırılması yönündeki çağrılar da sıkı bir şekilde dile getirilir.
Uluslararası toplumun Barış için sorumlulukları, Güvenlik Konseyi’nin yapıcı rolü ve Arap-İslam ülkelerinin ortak güvenlik vizyonu bağlamında yinelenir. Bölgesel ve küresel istikrar için İsrail’in yeni fiili durumlar dayatma girişimlerine karşı net duruşlar ortaya koyulur; ayrıca iki devletli çözüm ve Doğu Kudüs başkenti olan bağımsız bir Filistin devletinin hakları naçar bir alternatif olarak görülür.
Diplomatik ve hukuki mekanizmaların güçlendirilmesi amacıyla bazı ülkelerin güvenlik konseyindeki temsilcilerinin aktif rolü övülür ve Katar’ın zirvenin ev sahibi olarak ortak çabaları teşvik eden yaklaşımı vurgulanır. Bildiri, iki devletli çözüm çerçevesinin desteklenmesi ve Kudüs’teki kutsal mekanların yönetimi konusundaki yetkinliğin netleşmesi gerektiğini ifade eder.
Son olarak, katılımcılar Katar Devleti’nin zirvenin başarısı için gösterdiği misafirperverliği ve hayati rolünü över; dayanışma ve uzlaşı ruhunun güçlendirilmesi için atılan somut adımların önemi vurgulanır. Bildiri, bu ortak çabaların bölgesel barış ve istikrar için sürdürüleceğine dair güvence verir.