Kermanpour’dan Uluslararası Hukuk ve İsrail’in Saldırıları Üzerine Değerlendirme
Uluslararası temsilcimiz Kermanpour, Sputnik’e yaptığı açıklamada Viyana Konvansiyonu ve benzeri uluslararası anlaşmaların, savaş zamanlarında sağlık merkezleri ve hastanelerin dokunulmazlığını güvence altına aldığını vurguladı. Ancak, İsrail’in bu yasalara hiçbir saygı göstermediğinin altını çizdi. Kermanpour, şu önemli uyarıyı yaptı: Maalesef bu saldırılarda 6 meslektaşımızı kaybettik; çoğu, aileleriyle birlikte evlerinde dinlenirken veya görev başında öldü.
Uluslararası toplumun ve ilgili sözleşmelerin belirlediği gibi, savaş zamanlarında hastaneler ve sağlık merkezleri tamamen dokunulmazdır. Bu koruma, Kızılhaç ve Kızılay bayraklarının temsil ettiği beyaz renk ile de sembolize edilir. Ancak, ne yazık ki İsrail, bu temel hukuki ilkeleri hiçe sayarak saldırılarını sürdürmektedir.
İsrail’in nükleer silahları bulunmasına rağmen, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na taraf değildir. Buna karşın, İran bu anlaşmanın tarafıdır ve bölgedeki barış ve güvenlik adına önemli bir adım atmıştır. İsrail’in saldırıları sadece Filistin, Yemen veya Lübnan’la sınırlı kalmayıp, aynı zamanda İran’daki sağlık merkezlerini de hedef almıştır. Bu saldırılar arasında bir psikiyatri hastanesinin vurulması ve çocuk hastanesine drone saldırısı gibi ciddi olaylar yer almaktadır.
Özellikle gece ve gündüz ayırt edilmeden gerçekleştirilen saldırılar, sağlık personeli ve hastalar üzerinde derin psikolojik travmalara neden olmaktadır. Tahran’daki Şehid Mottahari Yanık Hastanesi yakınlarındaki patlama, hastanedeki yoğun bakım hastalarını ve sağlık çalışanlarını korku ve tedirginliğe sürüklemiştir. Ayrıca, çocuklar üzerinde gerçekleştirilen drone uçuşları ve hastane alanına düşen drone’lar, çocukların psikolojisini olumsuz biçimde etkilemektedir.
Yaralıların toplam sayısı 285 olup, bunların 209’u 20 yaşın altında ve en küçüğü 3-4 yaşlarındaki bir çocuktur. Saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı ise 53’e ulaşmış olup, bunların ikisi hamile kadınlardı. Ayrıca, 17 çocuk ve genç yaşamını yitirmiştir; en küçükleri ise iki aylık bir bebek olup, ailesiyle birlikte hayatını kaybetmiştir. Bu ailenin bir başka çocuğu ise %50’den fazla yanık ile hastanede tedavi görmektedir ve iyileştiğinde büyükanne ve büyükbabasının yanına dönebilmesi umut edilmektedir.
İsrail, saldırılarında sadece ‘bir evi’ hedef aldığını iddia etmekte, ancak gerçekte her bir patlama, hedef alınan binanın tamamen yok olmasına neden olurken, komşu yapılar da büyük çapta hasar görmekte ve sakinler hayatlarını kaybetmekte veya yaralanmaktadır.