İngiltere, Fransa ve Almanya’dan oluşan E3 ülkeleri, İran’ın nükleer anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmediğini belirterek BM Güvenlik Konseyi’ne başvurdu. Snapback mekanizması devreye girerse, daha önce kaldırılan yaptırımlar yeniden yürürlüğe girecek. İran ise bu adımı hukuka aykırı ve temelsiz olarak nitelendirdi ve kendi yanıtını hazırladığını açıkladı.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir yetkiliye göre, E3 ülkeleri KOEP’in 2015 yılında imzalanmasından bu yana gösterdikleri niyeti sürdürmüş olsa da İran taahhütlerini yerine getirmemeyi tercih etmiştir. Açıklamada, UAEA denetim kapsamının bazı kritik tesislerden çıkartılması ve İran’ın yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi konularına vurgu yapıldı. Kararın bir sonraki adımı, 30 günlük bir süre içinde diplomatik temaslarla çözüm aramak ve gerekli görüldüğünde yeni yaptırımları devreye almak olarak ilan edildi.
ABD’nin desteği ise net: Dışişleri Bakanı Marco Rubio, E3’ün başvurusunu memnuniyetle karşıladıklarını belirtti ve bu sürecin Washington tarafından da tam destek gördüğünü kaydetti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçı ise Avrupa’nın hareketini eleştirerek hukuka aykırı bulduğunu ifade etti ve karşı adımların ulusal çıkarlar doğrultusunda atılacağını belirtti. Avrupa’nın kararına ilişkin yazılı bir açıklama da yayımlandı ve Bu işlem, BMGK güvenilirliği üzerinde olası etkileri beraberinde getirebileceğini işaret etti.
Gelişmenin kısa vadeli sonuçları hakkında analiz yapan gazeteci Yakup Aslan, E3’ün bu adımıyla diplomatik çerçevede yeniden müzakere masasına dönmenin hedeflendiğini savunuyor. IAEA’ya yeni erişim baskısının da bu süreçte kritik bir rol oynayacağına dikkat çekiliyor. İran tarafı ise Mossad ve istihbarat konularındaki güvensizliğini gerekçe göstererek, müzakerelere olası bir blokaj olarak bakıyor.
Kararın üç temel amacı üzerinde duruluyor: Bir yandan İran’ı ABD ile yeniden masaya oturtmak, ikinci olarak IAEA denetimlerini güçlendirmek, ve üçüncü olarak Avrupalı aktörlerle yaşanan jeopolitik yeniden dengeyi korumak. E3’ün bu kararının, Avrupa’nın Rusya ile Ukrayna krizi bağlamında İran’a karşı daha sert bir ekonomik politika izlemek istediği bir dönemde geldiği kaydediliyor. Ancak bu adımların, özellikle jeopolitik tansiyonu artırması ve olası bir çatışma riskini tetiklemesi de değerlendiriliyor.