Draghi’nin Avrupa’nın Rekabet Gücü Üzerine Raporu
Eski İtalya Başbakanı Mario Draghi, Avrupa Komisyonu için hazırladığı kapsamlı raporda, Avrupa Birliği’nin (AB) rekabet gücünü ele aldı. Draghi, kıtanın daha üretken hale gelmemesi durumunda ciddi bir seçim yapmak zorunda kalacağına dikkat çekerken, bu durumun sonuçlarına dair değerlendirmesinde, “Yeni teknolojilerde lider, iklim değişikliğinde yol gösterici ve dünya sahnesinde bağımsız bir oyuncu olamayacağız. Sosyal modelimizi finanse edemeyecek, hedeflerimizin bir kısmını küçültmek zorunda kalacağız. Bu, varoluşsal bir meydan okumadır. Avrupa Birliği, refah, eşitlik, özgürlük, barış ve sürdürülebilir demokrasi gibi temel değerleriyle birlikte nüfusa güvence sağlamayı bırakırsa varlık nedenini kaybedecektir.” ifadelerini kullandı.
Draghi, yüzyılın başından bu yana Avrupa’da ekonomik büyümenin yavaşladığını, verimliliğin azaldığını ve çeşitli göstergelere göre ABD ile AB arasında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ve kişisel gelir farkının giderek arttığını vurguladı. AB’nin, elverişli bir küresel ortamdan faydalandığını ve devletlerin güvenlik şemsiyesinin savunma bütçelerini diğer önceliklere harcamak üzere serbest bıraktığını hatırlattı.
ABD’nin Değişen İlgisi
Raporunda, “Jeopolitiğin istikrarlı olduğu bir dünyada, ortaklarımız olarak kalmasını beklediğimiz ülkelere artan bağımlılık konusunda endişelenmemiz için bir neden yoktu.” anımsatmasını yapan Draghi, öte yandan ABD’nin Pasifik bölgesine artan ilgisi ve Çin ile rekabetinin, Washington’un Avrupa için bir ‘güvenlik şemsiyesi’ olarak hareket etmeye devam etme isteğini önemli ölçüde azalttığına dikkat çekti.
Draghi, raporunu, “AB’nin kendisi de kendi savunmasına yaptığı yatırımları tekrar tekrar artırmaya ve hatta NATO’nun vaat ettiği GSYH’nin yüzde 2’si oranındaki savunma harcamalarına ulaşmaya henüz hazır değil.” sözleriyle sürdürdü. Son yıllarda yaşanan çalkantılarla birlikte, Çin ile rekabetin ve ABD’nin değişen çıkarlarının Avrupa ekonomisinde sorunlara yol açtığına vurgu yaptı. ABD’nin ‘Avrupa’nın artan savunma ve güvenlik talebini karşılamakla’ giderek daha az ilgilendiğini kaydeden Draghi, raporunda şunları belirtti:
- “ABD’nin stratejik doktrini, Çin tehdidinin etkisiyle Avrupa’dan Pasifik bölgesine kaymakta.”
- “Örneğin, Çin’in bölgede artan etkisine karşı Avustralya, İngiltere ve ABD arasında üçlü bir güvenlik paktı olan AUKUS’un verilen önem dikkate alındığında, savunma yeteneklerine yönelik artan talep, daralan bir arzla karşı karşıya kalmaktadır.”
- “Avrupa’nın bu boşluğu kendi başına doldurması gerekmektedir.”
Bu yılın Haziran ayında, Avrupa Komisyonu, önümüzdeki 10 yıl içinde savunma alanında yaklaşık 500 milyar euro ek yatırıma ihtiyaç duyulacağını tahmin etmiş, ancak AB’nin savunma harcamalarını hızla arttırmaya hala hazır olmadığı anlaşılmıştır. Draghi, Avrupa’daki uzun barış dönemi ve ABD’nin güvenlik şemsiyesi sayesinde şu anda sadece 27 üye ülkeden 10 AB üyesi ülkenin GSYH’nin yüzde 2’si veya daha fazlasını savunmaya harcamakta olduğunu vurguladı. Ayrıca, Ukrayna’nın savunmasını desteklemek amacıyla yapılan tedarikler nedeniyle tükenen stokların yenilenmesi için büyük yatırımlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
AB’nin Enerji Tedarikçisi Olarak Rusya
Buna ek olarak, AB’nin en önemli enerji tedarikçisi olan Rusya’yı ‘aniden’ kaybettiğine dikkat çeken Draghi, Avrupa’nın aynı zamanda dijital devrimi ve bunun getirdiği üretkenlik kazanımlarını da büyük ölçüde kaçırdığını ekledi. Draghi, AB’nin tarihinde ekonomik büyümenin nüfus artışından kaynaklanmayacağı yeni bir döneme girdiğini vurgulayarak, “2040 yılına kadar işgücünün yılda neredeyse 2 milyon işçi azalacağı tahmin ediliyor, üretkenliğe daha fazla güvenmek zorunda kalacağız.” dedi.
AB’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik tedbirleri arasında, özellikle ileri teknolojilerde ABD ve Çin ile arasındaki inovasyon farkını daraltmak adına kolektif çabaların radikal bir şekilde odaklanması zorunluluğunu öne çıkaran Draghi, aynı zamanda birliğe yeşil ekonomiye geçiş planlarını gözden geçirip ayarlamayı önerdi.