Kızamık vakaları Avrupa’da tekrar artış gösteriyor. 2025’in ilk yedi ayında Avrupa Birliği ülkeleriyle Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn bir araya geldiğinde 7 binden fazla vaka rapor edildi. Geçen yıl ise toplam vaka sayısı 35 bini aşmıştı. Skorun başında Romanya bulunuyor; 4.093 vaka ve 3 ölüm bu ülkeden kaydedildi. Aşı karşıtlığı ve yetersiz sağlık sistemi salgının büyümesine zemin hazırlıyor.
Fransa’da 803 vaka, Hollanda’da 488 vaka ve 1 ölüm, İtalya’da 414, Belçika’da 376 ve İspanya’da 339 vaka görüldü. Yetkililer düşük aşılama oranlarının salgınları tetiklediğini işaret ediyor. Dünya Sağlık Örgütü ise toplumsal bağışıklık için aşılamanın en az yüzde 95 olması gerektiğini belirtiyor. Bir uzman ise “Kızamık sadece basit bir çocukluk hastalığı değildir; ölümcül sonuçlar doğurabilir” sözleriyle uyarıda bulundu.
ABD’de de vakalar artıyor. Los Angeles’ta bir çocuk, bebekliğinde geçirdiği kızamık nedeniyle yıllar sonra ortaya çıkan SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalık, kişilik değişiklikleri, epilepsi, konuşma ve hareket bozukluklarına yol açabiliyor ve vakaların yaklaşık %95’inde ölümle sonuçlanabiliyor. Şehrin Sağlık Dairesi yetkilileri, Dr. Muntu Davis, “Kızamığın ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha hatırlattı; en savunmasız toplulukları korumak için aşılama şart” şeklinde vurguda bulundu.
ABD’de 2025 yılında şu ana kadar 1.454 vaka kaydedildi. Hükümet yetkilileri, “Bebekler 6 aydan önce aşılanamıyor; bu yüzden toplum bağışıklığı hayati önem taşıyor” diyerek herkesi aşı olmaya çağırdı. 2000 yılında resmi olarak ortadan kalktığı ilan edilen kızamığın yeniden yükselişi, sağlık politikalarının ve toplumsal bağışıklığın önemini yeniden gündeme taşıyor.
